25 Mart 2016 Cuma

Geleceğimiz çocuklarımız.


Sizi bilmem ben ne zamandır cinayet tecavüz gibi haberleri kesinlikle seyret(e)miyorum. Ailemde bilir bunu, çok travmatik bir olay varsa haberleri izleme, aman bugün sakın gazeteyi okuma falan derler. Kaldıramıyorum çünkü psikolojim harap oluyor. Geçenlerde bir kızcağız öldürülmüştü değil mi. Onca kaçınmama rağmen şu kadarını duydum gene: bir minibüs, tecavüz ve cinayet. Detaylarını kesinlikle bilmiyor, bilmek istemiyorum.Bir de salakça bir laf var duyduğum : efendim o da öyle giyinmesiymiş. İğrenç, bu zihniyet bile kanımı dondurmaya yetiyor.

Ve şimdi gene böyle bir haber var.Bir vakıf ve istismar edilmiş çocuklar. Bakın ne istismarı olduğunu bile yazamıyorum. Büyükte bir toplumsal tepki var haklı olarak. Ama geç kaldık arkadaşlar,hem de çok geç. Şimdi yazacaklarımı sakın aynı şey değil diyip kestirip atmayın.

Yaklaşık 15 yıldır iktidarını sürdüren bir parti var. Ne yolsuzluklarından bahsedeceğim ne de şu açılım zırvalığından. Hadi hayal edelim,diyelim ki yarın sabah bu parti gidecek ve yerine falanca parti gelecek. Eh…n’olacak ?ben ve benim akranlarımın dahi kafasını bulandırmayı başarsa bile ötesine geçemedi Allah’a şükür. Peki çocuklarımız ? gözlerini bu iktidarla açan çocuklarımız ? Bu kızancıkların 15 yıldır nelere maruz kaldığının farkında mısınız ? alevi,kürt,Türk,çerkez, dindar,dinsiz, türbanlı,açık,onlar,şunlar…

seksenlerde çocuk olanlara soruyorum hangimizin lugatında vardı bu kelimeler. Bu çocukları zehirlediler. Daha doğrusu zihinlerinin ırzına geçtiler. Bunun izleri,kafalarda yarattığı hasarlar emin olun yarın yeni bir parti dahi gelse en aşağı 50 yıl sürecektir. Sıradan biri değil nacizane bir sosyoloğun tespitleri bunlar. Asıl feryat figan etmemiz gereken buydu ama yapmadık,yapamadık maalesef. Allah yardımcımız olsun.


Bakın 15 yılda yaklaşık beş kez değişen “Milli” eğitim sisteminden ve neticesinde çocukları birer yarış atına çevirişinden bahsetmedim bile. İçi boş değersiz bilgiler ve ezberciliğin getirisi olan materyalist bir kişiliğe dönüştüler ayrıca. Toplumsal değerlerimiz vardı bizim,bu çocukların maalesef olmayacak. Üzgünüm,hem de çok. O vakıfta bunu yapanları da ülkeyi bu hale getirenleri de lanetliyorum.

falan filan

Yazmam gerek biliyorum. Başkaca gereksinimlerim yok mu? Elbette var, gülmem gerek, direnmem, güçlü olmam, umutlu olmam, umut olmam gerek. Sevmem, sevilmem, sevişmem gerek. Mesela sarhoş olmam gerek, ama zaten şairin dediği gibi: “içkiye benzer bir şey var bu havalarda”. Unutmam gerek, hatırlamam gerek. Şarkı dinlemem gerek ama daha çok söylemem. Gitmem gerek, kalmam gerek. Karar vermeye karar vermem gerek. Susmam konuşmam gerek. Saat olmuş gecenin iki buçuğu öncelikle banyo yapıp uyumam gerek. Yapmam gereken şeylerle sizleri meşgul etmemem gerek.

Cıkk! Havamdaydım ama kaçtı gitti işte. Size anlatmam gereken öyle çok şey var ki oysa ve özellikle sana. Muhtemelen uyumak üzerisindir artık, uyuma. Hadi perdeni arala ve bir sigara daha yak, bak ay tam tepede şimdi. Gördün mü? Bende ona bakıyorum şu an. Aramızdaki onca mesafeye rağmen aynı anda aynı yere bakabiliyoruz.


Sanatına laf edemeyeceğim ama kendisinden siyaseten hiç haz etmediğim bir oyuncu geçen şöyle dedi : “aşk iki insanın iktidara karşı sergiledikleri en büyük devrimdir”.  İnsanlar seviyor seviliyor âşık oluyor bu coğrafyada bunca acıya rağmen. Evlenip bir çocuk getiriyorlar bu dünyaya. Haksız değil şu yukarıdaki lafı eden o vakit. Hala inanıyorlar insanoğluna, yarınlara inanıyor ve yarınlar için bir can getiriyorlar dünyaya. Gene anlaşılmaz oldum sanırım ve güya noktalıyordum yazıyı değil mi? hadi ben banyoya bıcı bıcı yapmaya ve sonra uyumalı artık. Uyumam gerek :)))

21 Mart 2016 Pazartesi

İnatla, güzel günlere inancımı koruyorum.Her şeye rağmen...
Sevgiler...
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...