17 Nisan 2018 Salı

Anlaşılmak kendini satmaktır.


Sanırım artık vakti geldi yazmanın,dürüst olmak gerekirse aslında geçti. Şükür bir çok şeye sayın okur, ama mutlu değilim ve kimse beklemesin bunu benden. Hiç bir  zaman çoğunluğa dahil - hayır,doğru kelime adapte- olamayacağımı biliyorum ve doğrusu böyle bir niyetim de yok. Her zamanki gibi öylesine geçtim klavyenin başına derli toplu bir yazı olmayacağını biliyorum ama anlaşılsın  ve ya anlaşılmasın baya bir kurtlarımı dökeceğimi umuyorum.

Kimyanın babası sayılan Lavoisier kafası giyotinle kesileceği zaman asistanına şöyle der: "Kafam sepete düştüğünde gözlerime bak, iki kez kırparsam bil ki hala beyin fonksiyonlarımı kullanabiliyorum." Hayatını bilime vakfeden ve bunun karşılığında orta çağ karanlığında mükafat olarak infaz edilen bir adam düşünün son nefesinde dahi kafasını kesen insanlık için mücadele versin. Aslında bu coğrafyanın insanı için aman aman bir olay sayılmaz bu örnek. Öyle ya sanatçılarını diri diri yakan, gazetecisini arabasında vuran veya bombalayan, aydınını mahpushane zindanlarında, dar ağaçlarında sallandıran bir memleketiz biz. "Durmadan düşünüyorum ne kadar çok öldük yaşamak için" bir dörtlüğün son dizeleri bunlar ve evet, bir suikast sonucu öldürülen Onat Kutlar'a ait. Burada biraz soluklanalım di mi, nefesinizin tıkandığını biliyorum.

"Etrafımız o kadar çirkefle dolu ki, temiz kalmak için tek çare,kendi dünyamıza çekilmek." Sabahattin Ali'ye ait bu söz özellikle biz bloggerların yaşam mottosu olmuş durumda. Sabahattin Ali canımm hani şu Madonna'nın biyografisini kaleme alan yazar,tanımadınız mı ? He bu genel kültüre sahipseniz onunda ne yazık ki eceliyle ölmediğini yazmama gerek bile yok.

Araba aldım sayın okur, ama sanırım kullanamayacağım. Zira hafif psikopat olmak empati duygusunu biraz törpülemek gerek lazımmış bunu anladım. Bir tonluk bir araçla kimse benden sürat yapmamı beklemesin. Yahu sen bas gaza  yaya görmüyor mu seni, sen sok kafanı, korkma kaymaz, korkma bi şey olmaz. Ya bi siktirip gider misiniz hepiniz. Geçenler de kendime eski bir radyo aldım, doğrusu eski usul çalışan yeni bir radyo. Evet bildiğiniz radyo,dijital hiç bir şeyi yok. İnanın hayatım da kendime aldığım en güzel hediye bu radyo, en kötüsü ise bin kere pişman olduğum şu araba. Ki Tanrı şahidimdir ki taksi şöförleri adam olaydı hiç niyetlenmezdim böyle bir lükse. İstanbul'da turist değilseniz, turist olmak ta kesmez, mümkünse arap, sizi araca almıyorlar. Yalvar yakar oluyor, ricalar ediyorsun. Totalde 30 - 40 lira tutacak yere abi Allah rızası için bi atıver dediğimi kaç kez biliyorum.
Nasıl bir cendereye sıkıştığımı (zı) anlatmaya çalışıyorum. İstenmediğimizi fark etmiyor musunuz sahiden? Dava romanının başını bilirsiniz, bir sabah kafka'nın kapısına iki memur gelip davalı olduğunu söylerler. Ve hayatı boyunca yasalara riayet etmiş olan K. hiç şaşırmaz bu duruma,hatta bunu beklemektedir bir bakıma. Beni romanın içine alan bu girişti zira yıllardır bir gün kapımın çalınacağını biliyor,bekliyorum. Canımızdan olmadık ama(henüz) çok bedeller ödemedik mi sayın okur ? Ve en çok "oh olsun" diyen çoğunluk için ödedik. Pişman mıyız? asla, memleket sevdalısı, insan sevdalısı, aydınlık günler aşığı bizler için önemsiz tüm bunlar. Kol kırılır yen içinde kalır,böyle gördük biz abilerimizden.

Bir bağımlıyım ben ve düne dek bunun sadece sigara olduğunu zannederdim. Meğerse sosyal medya bağımlısı olup çıkıvermişim de haberim bile yokmuş. İş de mesai saatlerinde asla yüzüne bile bakmıyorum ama eve gelince maksimum iki saat kullandığım oluyor,o da sadece instagram ama öyle acıyorum ki o iki saate. Kitap okumalı,gazete okumalı,yazmalı çizmeli,öğrenmeye adanmalı o saatler,düşünmeye.... Sigara o kadar rahatsız etmiyor,çünkü o mereti kullanırken bunların hepsini yapabiliyorum. Bu konuda varsa bir merhemi olan yardımcı olmasını beklerim. Lakin şu bir gerçek ki blogger denilen bu mecra da harcanan vakte helal hoş olsun. Kullanıcıları iyi bilir ki burası apayrı bir yer, sosyal medya demek büyük haksızlık olur,başka bir ad bulunmalı. 

Bir de şu var ki, cebimdeki bir liranın yarısını gönül rahatlığıyla paylaşabilen bir yapıya sahipken söz konusu bilgi olunca bu konuda cimrileşiyorum, instagram kullanıcıları hak etmiyor kanımca bunu. Sokaktaki, iş hayatındaki hatta bazı yakın arkadaşlarım da eklenebilir bu listeye. Biraz da ondan sıyrılmalı şu sosyal mecradan. Bilgi hak edene verilir kanımca, işte burası öyle bir yer. Bir de akşamları kahve de yolumu gözleyen genç bir güruh var, öyle gıpta ediyorum ki onlara... İnanın bazen sorularıyla geliyorlar, ödevler veriyorum, rehberlik ediyorum yani elimden geldikçe. Bir şey öğretmiyorum zaten onun için kitaplar var, doğru düşünmeyi sorgulamayı,diyalektiği öğretmeye çabalıyorum. Tümevarım yapıyorum çoğu zaman,sorular soruyor, kafalarında yeni sorucuklar oluşmasını sağlıyorum. Gerçi kışa girince azalmıştı bu sohbetler yaz sezonu açıldı yavaş yavaş toparlanmaya başladık :) 

Hülasa, canım sıkkın sayın okur ve bu kronik bir hal almaya başladı. Anlaşılmayacağımızı biliyorum, aslında Pessoa'nın dediği üzere " anlaşılmak kendini satmaktır" bırakın anlaşılmayalım yahu. Çoğul konuşuyorum,sizler adına da konuşuyorum farkındayım. Lakin ne demiş atalarımız: "Biz kırk kişiyiz,kırkımız da birbirimiz biliriz."  Bloggerlar birbirine benzer en azından bir çoğu,haksız mıyım ;) Artık düzenli yazmak umuduyla, hadi kalın sağlıcakla...

 Not: Siz yeni takipçi arkadaşlar, profilinize girince sayfanız gözükmüyor, artık bir yorum mu yazarsınız alta veya şu profil ayarlarınızı mı değiştirirsiniz bilmem. Aranızda mutlaka vardır takip edilesi bir iki blog ;)sevgiler...






,

4 yorum:

  1. Sevgili Balthus,
    Biz daimi okuyucuların olarak hemen yorum yazıp derdine ortak olduğumuzu, benzer düşünceleri paylaştığımızı, yalnız olmadığını yazmadan edemeyeceğimizi biliyorsun. Ne yazdıysan haklısın, biraz okur çizer olursan zaten ne yaparsan yap kronik yalnızlık içinde oluyorsun. Bak evli barklı çocuklu olmakla da değişmiyor bu. hele bu yakınlarınla arandaki uçurumu bazen görüp iyice batıyorsun. Ama bir de şu var. Sevdiğin biri olmalı, ailen olmalı yalnız olmamalısın. yakın iki arkadaşım var onlarda böyle, onlara da diyorum, şansınız yaver gider ve bir gün siz de ruh eşinizi bulursunuz. çünkü bir evde yalnız olmak çok kötü. gençken fazla birşey anlamıyorsun. Hatta şimdi kendime keşke daha çok çocuğum olsaydı diyorum.Kalabalık ailelerde belki de içsesini fazla duymazsın.
    Ama bak buraya geldin birşeyler yazdın, bundan da mutlu oldun değil mi? İnstagram gelgeç bir haz. Ben de biraz zamanımı ayırıyorum, bir gün gelecek bundan da bıkacağız. Blog faklı bence, yazmasak deliririz :)
    Bir gün de severek okuduğun okunası blogları yazsan . Belki bilmediklerimiz vardır diye diyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet yazmasak delirirdik :)
      Okuduğum bloglar iki elin parmaklarını geçmiyor ki ve eminim sende onları takip ediyorsun;)
      Şu arkadaşlarını tanıştırsana:))

      Sil
  2. İnstagram hesabimi silmedim ama çıkış yaptim. Girmek icin sifre isteyince vazgeciyorum bazen girmiyorum. Bir tür azaltma oldu:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. O taktiği denedim ama bana sökmedi Narda :)

      Sil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...