Yıllar sonra karşılaştık sonunda, bunun bir gün
gerçekleşeceğini biliyordum. Birçok ülkeden daha büyük İstanbul bile zamanında
birbiri için atan iki kalbin karşılaşmasını engelleyemezdi, bilakis bunun için
önayak bile olabilirdi. Ne yalan söyleyeyim bunun devasa bir avm’de
gerçekleşeceği son aklıma gelecek şeydi. Birlikte olduğumuz yıllar avm denilen şey
lügatimize girmemişti ki henüz. Hiç girmeseydi keşke,modern toplumun
tapınakları oldular bir nevi. Bir ritueli yerine getiriyormuşuz gibicesine
gerekli gereksiz alışveriş yaparak rahatlıyoruz,hatta kimisi statü atlıyor
sözüm ona. Yalandan bir kitabı yanımızda taşıyıp cafede kahvemizi yudumlarken
masamızın üstüne koyduğunu biliyorum bir çoğumuzun. Hani bak ben böyle bir
adamım,böyle melankolik böyle entelektüelim demek istercesine;çoğunlukla da
karşı cins için. Ama geçmişte kalmış bunlar, şimdi telefonlar masaya koyuluyor
evvela,ay-fon mudur,ay-ped midir her ne altsalar.Mohikan saçlar,livays
pantolonlar,kalite bir sigara vb. Starbucks’da moko üstüne bol koko içmeler,
hazır edilmek üzere karton bardağa yazılacak isme dejavu falan gibi nick
vermeler..offf! sonra gireriz buna, konudan çıkıyorum.
Bir avm’de karşılaşmamız yetmemiş gibi, bebek reyonunda denk
geldik üstelik.Hadi ben yanımdaki dostuma puset bakınmak için buradaydım,ya O ?
Yoksa… neden olmasın o kadar uzun yıllar geçti ki ve habersiz. Of! Ne kötü bir
rastlaşma olmuştu bu, üstelik ancak on dakika sonra çıkarabilmiştim. Öncesinde
ulan bu hatun neden beni kesiyor deminden beri diye düşünüyordum.
O zamanlar karalar giyinen rock müzik hayranı iki gençtik.
Benim saçlar gene uzundu ama daha marjinal kesimler hakimdi. Onunsa kulağında
onlarca küpe vardı,tüylü müylü çoğu kendi elceğiziyle yaptığı.Sert kesimli
kırmızı balyajlı saçlar,parmaklar gümüş yüzük dolu,kapkara göz farları falan.
Şimdi benim üzerimde eskimeye yüz tutmuş yazlık bir ceket,altında spor bir
kotla arzı endam etmekteydim. O ise bembeyaz bir elbise giymiş üzerine,kokoş
bir makjay.Yalnız küpeler gene oldukça sert şeyler,ben zamanında böyle bir
hatundum,yanlış anlaşılmasın demek ister gibi. Belki de benim de saçlarımı
inatla kestirmemem aynı sebepledir, küpemde öyle keza. İlginç olan tanıyana dek
bir yabancıydı benim için ve yine nefesimi kesmeyi başarmıştı.Bunu becerebilen
pek kadında olmadı hani.
Yanımdaki dostuma tanıdın mı dedim. Nasılsa o hemen çıkardı
kim olduğunu,ne dersin yanına gidip bir merhaba desem mi diye sordum. Ya Levo
kaç yıl geçti aradan boş ver falan gibisinden laflar etti. Zaten salak gibi on
dakikadır bakışmamıza rağmen uğramamıştım,şimdi çok garip kaçacaktı sanki. Hem
ne konuşacaktık ki, sahi ne arıyordu bebek reyonunda? O da aynı şeyleri soruyor
olmalıydı benim için. Belki, belki o da yanında ki şu şapşal görünüşlü kız için
buradadır , neden olmasın. Hem hafiften bir göbeği var gibi kadının. Acaba o
tanıdı mı beni, tanımasa neden o kadar baksın ki ? offf! İşte birkaç dakika
daha geçmiş oldu şimdi. Hem neydi bizim durumumuz, sevgili miydik hayır,
arkadaşta değildik. Adını koyamadığımız
bir mazimiz vardı bizim, klasik bir şekilde son bulmuştu arkadaşlığımız o
eğitimi için uzak bir şehre bende o dönmesine yakın askerlik görevimi yapmaya
gitmiştim. Sonra araya birçok şey girdi ve belki en az 13-14 yıl olmuştu
görmeyeli. Çok geç , işte kasaya doğru gidiyorlardı artık. Bizim salak ta hâlâ
puset üzerine derin! bilgiler alıyordu satıcıdan. Sanki araba satın alıyor,yok
şurasına ne konuyor,yok nasıl katlanıyor.Oldu olacak hava yastığı var mı diye
sor anasını satayım. Oğlum gidiyorlar lan falan diye mırıldandım duymadı bile.
Görmek
ne yalan söyleyeyim tadımı kaçırmıştı, geçmişe yolculuk yapmak zorunda bıraktı
beni ve o dönem unutmak istediğim, yüzleşmek istemediğim öyle sıkıcı
şeyler var ki.Yine de konuşmak isterdim,konuşmalıydım.Görüntümün haricinde yeni benle
tanışmasını isterdim, öyle ya.. Çocuk Levent’i tanıyordu o,ne toydum o
zamanlar. O zaman şiddetle savunduğum birçok görüşün şimdi tam karşısındaydım.
Karakterimde değişmişti elbet, o zamanlar daha pısırıktım mesela. Bunu pek
sevmezdi, keşke bunu gösterebilseydim ona. O da değişmiş olmalıydı. Derken
çıktık dışarı, her zamanki ahmaklığımızla ulan nereye park etmiştik bu arabayı
olduk? P2 miydi, yok be abi P22’iydi sanki. Hatta sanırım yanlış kattayız diyerek hafif
münakaşalar sayesinde biraz sıyrıldım o halet-i ruhiye den. Garajdan çıkınca
fark ettik ki ramazan vesilesiyle trafik almış başını. Hiç
biri problem değil de bu kankamın müzik zevki öldürecek beni. Ağbi açsana Joy
fm’i falan, bu seğmen fm’de ne Allah aşkına…
Not: şu paintten yaptığım çizim yazının havasını kaçırdı gibi sanki ya neyse :)
Not: şu paintten yaptığım çizim yazının havasını kaçırdı gibi sanki ya neyse :)
Levent bu kadar var mısın sen? yani uzun yıllar sonra karşılaşmanız, hem de bebek reyonun da. işte hayat bazen teğet geçiyor ve şaşırtıyor. sabret bir kaç gün sonra etkisinden kurtulursun..
YanıtlaSilburada bir kahveye o kadar para verilir mi diye starbucks a gitmiyor kimse..starbucks da her daim boş masa bulunabilir.ama bardağına dejavu yazdıran tipleri hiç görmemiştim,artık bende gitmiyorum ya ondan herhalde ama çok güldüm.avm olayına kılım ben de biliyorsun ama siz zavallı büyük şehir insanlarının başka çaresi de yok sanırım, ehehehe:)
YanıtlaSilÇok ilginç bir deneyim olmuş, keşke konuşsaymışsınız ama:) bu arada çiziminiz süper olmuş:)
YanıtlaSilBen 32 yaşımdayım sevgili Buket :)Bunu daha önce soran bir blog arkadaşımda benle yaşıt olduğunu görünce şaşırdı.Profil resmim yanıltıyor sanırım,dorian gray'in laneti üzerimde yaşlanmıyorum.
YanıtlaSiletkisinden aylar önce kurtuldum çünkü olay bu şubat ayında olmuştu.Üzerimde yazlık ceket değilde kalın bir mont ve çıkışta trafiğe yakalanma sebebimiz bastıran yağmurdu :) ama geri kalan kısımlar doğru.Taslaklarda kalmış bende hafif güncelleyip yayınlayım bari dedim. hşşt! aramızda kalsın ;)
Sevgili coraline; birincisi adını sürekli yanlış yazdığım için özür dilerim :)yalnız yanıtları okumadığını bildiğimden senin bu özürden haberin olmayacak :)evet Avm'lere ölümm.. Mersinden güzel herşeye rağmen,kıskanmayalım :)
YanıtlaSilteşekkür ederim Eren :) konuşmayı bende isterdim n'apalım.Bir on yıl sonra artık :)
YanıtlaSilÇoğu insan mazide kalmışların şu anda nerede ve ne halde olduğunu merak eder ara sıra, bilmek ister....kafa yorar zaman zaman..farklı versiyonlarını hayal eder... Bu fırsat senin ayağına kadar geldi ve es geçtin öyle mi Levent ?? Bak şimdi çok kızdım :)
YanıtlaSilya yanıtları okuyorum aşkolsun ya...:)bu arada nerede yanlış yazdın, farketmemişim bile:)hiç sorun değil tabii ki..
YanıtlaSilyaa kahve telvesi,gerçekten kaçırılmaması gereken bir fırsattı.Kızmakta haklısınız :)
YanıtlaSileyvah ! okuyormuşsun yahu :) coraline değil de cAroline yazıyorum sıklıkla :)
YanıtlaSil