Asla bir kurtarıcı beklemedim zaten yaşadıkları açmaz için bir lider kurtarıcı bekleyen ülkelerin sonu hep hüsran olmuştur gibisinden onlarca yazar, filozofun özdeyişlerini duymuşsunuzdur. Kendime inanırdım, her ne olursa olsun yurdum insanına. Ama şimdi… Hal böyle iken yazmakta istemiyor insan. Neyse umarım her şey düzelir, lakin ben uzak diyarların hesabını yapmaya başladım bile. Avrupa hep çekici gelmiştir üst üste iki Woody Allen filmi izledim. Roma’ya Sevgilerle ve Paris’te Gece yarısı.
Rome with love. Roma harika bir
yer, sadece kamera şehrin sokaklarında bile dolaşsa sıkılmadan filmi izlerdim. Ancak
ne yazık ki film için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Üzgünüm Woody bu sefer
olmamış. Öyle ki filmi pek anımsayamıyorum bile. Sağlam bir medya eleştirisi
vardı Roberto benigni’nin performansıyla süslediği, onu anımsıyorum. Gene nasıl
bir hatundur ki hayat kadını rolündeki Penelope Cruz neredeyse Roma’dan daha
ihtişamlıydı, şüphesiz filmi katlanır kılan önemli faktörlerden biriydi. Hemcinsleri
için bile aynı etkiyi yarattığına eminim. sonuçta ustanın elinden çıkma, üstelik
kendisi de oynuyor. Yani izleyin :)
Gelelim ikinci filmimize. Bu zamana
dek izlemediğime öyle hayıflandım ki. Bir edebiyatsever sanatsever için Paris’te
gece yarısını izlemekten daha büyük mutluluk olamaz sanırım. Kahramanımız Gil
geçmişe tutkuyla bağlı ve Paris aşık bir melankoliktir. Nişanlısıyla tatile geldiği
bu şehirde her nasılsa geceleri geçmişe yolculuk yapmanın bir yolunu bulur. Belki
de hepsi konu sıkıntısı çeken bir yazarın sanrılarıdır kim bilir. Bir asır
öncesinin paris’inde ilk önce Scott Fitzgerald ile karşılaşır. Ardından Hemingway’inden
tutunda Picasso’suna T.S Eliot’tan Dali’ye kadar bir dünya yazar ressam
yönetmen falanla tanışır. Onlarla sohbet eder partilere katılır, hatta yazmakta
olduğu kitabını kritik etmelerini sağlar. Bu gece yolculukları zaten pek
anlaşamadıkları nişanlısıyla arasının açılmasına da sebep olacaktır. Paris harika
bir şehir woody bunu daha da taçlandırmış. Bu film hakkında çok daha uzun yazmayı
istedim ama böyle oldu işte :) Bir arada vicky christina Barcelona’dan
bahsederim belki. Woody avrupayı gez dolaş iyi oluyor.Zaten senin esas izleyicilerin,
hemşerilerinin aksine bizler değil miydik hep ?
Ah!unutmadan Owen Wilson bir harikaydı. Bence woody gönül rahatlığıyla kendisinin yerine onu oynatabilir.Tanrım konuşma üslubu bile Woody ile neredeyse birebirdi.
Ah!unutmadan Owen Wilson bir harikaydı. Bence woody gönül rahatlığıyla kendisinin yerine onu oynatabilir.Tanrım konuşma üslubu bile Woody ile neredeyse birebirdi.