çizim:Ali Ulvi Ersoy
Altı adet fotoğraf çekildi; nüfus
cüzdanı öğrenci belgesi, terhis belgesi vesaire fotokopileri hazırlandı.
Bankadan hesap açıldı ve son olarak akciğer filmi ve sağlık raporu alınacak.
Ah! Bir de adli sicil kaydı vardı sahi. Çoğunuzun anlayacağı üzere nihayet bir
işe girmeme ramak kaldı. Sevinçliyim ve umarım çalışacağım yerde mutlu olurum.
Bunun haricinde bugün otuz beşime
bastım. 35 koca yıl, dile kolay. Eskilerin demesine göre yolun yarısındayım.
Doğrusunu söylemek gerekir ki anlamadan gelip geçti ilk bölüm ve korkarım
bundan sonra ki bölümde aynı hızla akıp gidecek. 35 yıl… Neler neler
yapılabilirdi bunca zamanda. En azından geçen süre boyunca doğruluk
dürüstlükten yana pek taviz vermediğimi düşünüyorum. Geriye kalan ömrümdeyse
tek isteğim huzur ve sağlık, özellikle akıl sağlığı. Böylesi bir dünyada
sanırım hak verirsiniz ki aklı sağlığını muhafaza etmek her şeyden daha zor. Tanrı
hepimize yardımcı olsun.
Aslında bu yazımda ele alacağım
bir konu yok sayın okur. İşte belli bir periyodik dengeyi tutturmak namına
klavyenin başına geçtim. Düşünüyorum da bu çalışma hayatı çok iyi gelecek bana.
En başta uzun zamandan sonra tekrar düzenli bir uyku saatim olacak. Çoğunuz
kendinizi dinlemek, dinlenmek adına fırsat kolluyorsunuzdur eminim. Benim ise
özellikle son bir yıldır buna oldukça zamanım oldu. Fazlaca oldu. Belli bir
yerden sonra sürekli kendini düşünmek, kendiyle baş başa kalmak inanın pekiyi
gelmiyor insana. Hani düşün düşün boktur işin hesabı. Rodin’in o malum heykeli
pozisyonunda çoook vakit geçirdim. Boşuna Bakırköy ruh ve sinir hastalıklarının
bahçesine dikmemişler o heykeli di mi :) eh vakit bol olunca, insanın sabahlara
kadar tv’de tartışma programlarına kilitlenip memleket meseleleriyle de kafayı
yorması kaçınılmaz oluyor. Eh bir de, bir o kadar okunan gazeteleri, köşe
yazılarını da ekleyin. İşin doğrusu derslerim sığınacağım bir liman gibi olmaya
başlamıştı. Şimdi akşam eve yorgun argın geleceğim, yemek ye bir televizyona
bak falan sonra on iki deyince hop yatağa. İyi olacak iyi. Bedensel yorgunluğa
fazlaca ihtiyacım vardı, bilmem anlatabildim mi?
Bir de para kazanma kısmı var
tabi. Yine bir sürü kitap alıp okuyabileceğim eskisi gibi, kaç zamandır ihmal
ettiğim sinema tiyatroya da tekrar gidebileceğim. Sizi bilmem ama benim için
bunları yapmak bir sorumluluk. Her hafta sonu sinema, ayda iki tiyatro ve en az
bir kitap okumalı insan di mi efendim. Ah! Nasıl unuttum, tekrar birkaç dergiye
de abone olmalı. Bunun haricinde Leman Gırgır falanda yine okunmaya başlamalı
di mi. Ulan parasızlık beni ne vurmuş be.Bu arada Leman falan demişken, Paris'te Charlie Hebdo'ya yapılan saldırı çok üzücüydü,kınıyorum buradan.
Şimdi düşünüyorum da demek ki bundan
sonra sizlere yazacak çok şeyim olacak sayın okur, yaşasın :) evet yeni kültür
sanat ajandanız bendenizim efenim. Komşu neti de bırakıp bir internet aboneliğe
de başlattım mı tamamdır… ay nedense bir sevinç sardı beni birden :)bundan sonra
görün bakalım blog nasıl yazılırmış siz :)hadi kalın sağlıcakla…