![]() |
röportajdan bir kare |
Evet, geçen hafta Balthus ile
kalan röportajımıza söz verdiğimiz üzere devam ediyoruz.
Balthus, bloğunuzun isminden
anladığıma göre Kafka’nın sizde özel bir yeri var. Peki, bunun haricinde
kimleri okursunuz, favori yazarlarınız desem?
Rus edebiyatının bende özel bir
yeri vardır, tüm Rus klasiklerini okumuşumdur sanırım. Jean Paul Sartre’a ayrı
bir hayranlığım vardır. Aslında varoluşçu tüm yazarları severim demek daha
doğru. Amerikan edebiyatında da yadsınamayacak yazarlar var. Ama yenilerden derseniz,
ne dünyada ne de ülkemde takip ettiğim kimse yok, bu üzülerek sinemada da
müzikte de böyle. Hatta tüm sanat dallarında diyebilirim. Daha ileri gidelim,
sanırım yeni olan hiçbir şeyi sevmiyorum. Mesela yeni bir ceket aldım diyelim
ona bile alışmam çok sancılı geçiyor.
Türk edebiyatı ile aranız nasıl peki?
Elif shapak , mr Orhan pamuk gibi
isimler yeni tabirle şimdilerde trend. Bu çok üzücü. En üretken ve işi sadece
yazarlık olan bir isim verip bu bahsi kapayalım. Murathan Mungan yüz akımızdır,
nokta.
Peki, sinema ve tiyatromuzu nasıl
buluyorsunuz?
Samimi söylüyorum oyunculukta
dünyaya parmak ısırtacak denli başarılı aktör ve aktiristlerimiz var.
Şaşıracaksanız ama buna yenilerde dâhil. Tek sıkıntımız senaryo Levent. Son zamanlarda
özellikle tiyatroda izlediğim tüm oyunlar yabancı menşeli, sinemamız ise
endüstriyelleşme yolunda, komedi filmlerine mahkûm oluşumuz bundandır. Fazla gişe
kaygısı yaşıyoruz. Yakınlarda üstat Yavuz Turgul yeni bir film çekecek sanırım
gene Şener Şen ile. Umarım genç sanatçılarımıza iyi bir örnek olur, sinemamızı
kendine getirir.
(tam başka bir soru sormak için
yutkunurken devam ediyor )
Bir gün bunu söyleyeceğimi
sanmazdım ama Cem Yılmaz’ı son zamanlarda çok takdir etmeye başladım. İyi bir
sinemacı olacak o çocuk. Siz bakmayın son birkaç filminin gişede fiyasko
yaptığına, maalesef ülkemizde iyiye işaret bu.
Tamam, birkaç soru önce genelleme
yaptınız ama gene de eşelemek istiyorum, ya müzik?
Müzikte dünya tepetaklak
yuvarlanıyor artık, neredeyse dinleyecek bir şey kalmadı. Eski bir rocker
olarak senelerdir sadece klasik müzik dinliyorum. Bir yerde duymuştum: Sözler
müziğe yapılması gereken zorunlu bir cinayettir diye. Sadece enstrümantal dostum,
sadece enstrümantal. Amy Winehouse diye bir hatun gelmişti ki yazık, Tanrı bize
onu çok görüp yanına alıverdi.
Mimikleriniz ve saatinize sıkça
bakmanızdan anlıyorum ki sıkılmaya başladınız. Ancak sizin hakkınızda pek bir
şey öğrenemedik, kimdir Balthus?
Bu kalıp soruya çok gıcığım
doğrusu( gülüyor) Yıllar önce sanırım bana platonik duygular besleyen bir kız
sormuştu bunu. Yaklaşık şöyle bir laf etmiştim defetmek için:
Ben kimim sorusunu yıllardır
kendisine soran Kafkaesk bir tutunamayan.
Şöyle düzeltiyorum o zaman bir cv
yazdığınızı düşünelim?
Sosyologum zaten biliyorsunuz. Babadan
demir doğrama ustasıyım. Yazar ve çizerliğimde vardır kendimce. Orta derece İngilizce
iyi bir Türkçem vardır. Birkaç yıldır satış danışmanlığı yapıyorum. Sanırım hepsi
bu ( gülüyor )
İstemezseniz yanıtlamaya bilirsiniz,
ya siyasi görüşünüz?
Sol cenahtan biriyimdir,
gizleyecek değilim. Yalnız şimdilerde çoğu kavram gibi solunda manası değişti. Ülkenin
çıkarlarını her şeyin üzerinde tutan tüm siyasi oluşumlar kabulümdür. Atatürkçüyüm
ve Kemalizm’den bir farkı yoktur bu kavramın onu da belirteyim. Ülke artık sağ
sol diye bir ayrışma içinde değil. Ayrıştık ve ayrışmamız şu yönde, sorulması
gereken şu? Milli misin, gayri milli mi? ben milliyim.
Son soru gelecekle ilgili
planlarınız neler?
Gelecek planları yapmayı bırakalı
çok oldu zira gerçekçi bulmuyorum. Yarının garantisi hangimizde var ki. Sadece yakın
gelecekle ilgili şeyler tasavvurluyorum. Tanrı yardım ederse birkaç ay sonra
bir atölye açmayı düşünüyorum. Sadece metalden dekoratif şeyler tasarlayıp,
pazarlamayı hayal ediyorum.
Çok teşekkür ederim Sayın Balthus.
Sadece Balthus (gülüşüyoruz )
Umarım okuyanlarda benim kadar bu
sohbetten keyif alır. Güzel bir yaz diliyorum, hoşça kalın.
Güle güle…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder