Çoğu filminde o pürüzlü ve derin
sesiyle “ dayanamayacağım artık, gidiyorum buralardan abi” der Sadri Baba ve
güneşin batışına doğru ilerleyerek gözden kaybolur. Arkasından akan, jenerik
değil de bizlerin gözyaşıdır sanki. Gider Sadri baba, elinden başkası gelmez
zira. Hayır, kaçış değildir bu asla, gidişlerin en güzeli en asilidir onunki. Adam dağa küser dağın haberi olmazmış derler ya, varsın olmasın anasını satayım. Mesela Ah güzel İstanbul isimli
filmde yaşayan en büyük bohem zade diye tanıtır onu eski bir burjuva dostu. Dener
Sadri baba, sonuna dek dener, içindeki ümidi her sabah güneşin ilk ışıklarıyla sular
kurumasın diye. Mesela bir filminde, artık sağı solu yamalı,
eskimekten yüz tutmuş takımıyla ve kim bilir ne zaman aldığı bir demet çiçekle her Allah'ın sabahı, limana iner sevgilisini karşılamak için. Semtin çocukları, esnafı güler arkasından,
bazen yüzüne karşı dalga geçerler bu beyhude çabası için. Öyle ya yirmi yıl
önce sevgilisinden koparmıştır bu randevuyu ve hala her sabah sahile yanaşan
vapurdan inmesini bekler dört gözle. Sadri babanın beklediği sevdiği kadın
değildir artık, hani gelse bir ezberini yıkacaktır dünyanın. Bir başkaldırı, tükenmeyen
bir ümittir. Ama gelmez kadın ve günün birinde idrak eder bunu. İnsanlığa,
türdeşlerine karşı son inancıda söner gider. Gider Sadri baba, gider. Nenesinin
dizine yaslanıp dinlediği masallarda gibi değildir hayat. Öksüzler, fakirler, hukuksuzluk,
para vardır bu dünyada, PARA… Ne yapsın baba gitmeyip, hem bir kusur varsa bende
olmalı diye düşünür. Boşuna ofsayt demezler ona, sinsilik bilmez, yeri geldiği
zaman, aman be bana ne demez, başını ezmezsen yükselmek için birilerinin ve bölüşürsen kazandığın ekmeğin yarısını, ofsayt değil de nedir kişi. O da bunu
bildiğinden kızdı mı birine, diyelim Ziya’ya : “insan Ziya” diye söylenir. Bundan
daha büyük bir hakaret yoktur onun lugatında. Hee! hal böyle iken, bir akşam
hüzünle meyhanede son şarabını yudumlayıp, hicran mı gene hicran olacaktı bu
aşkın sonu diyerek ve büyüklerinin ellerinden küçüklerin gözlerinden öperek
gider. Gider Sadri Baba,gider. Hey insan okur, küstürmeyin Sadri baba gibileri,
gitmelerine izin vermeyin. Hani dönüyorsa dünya, bu adamların yüzü suyu
hürmetine dönüyor bilin istedim.
Ne güzel bir tespit bu böyle. Gidiyor güzel
YanıtlaSilinsanlar bazen mecbur bırakılarak bazen doğal nedenlerle.
Kirlenmiş bu kadar şey varken kalmak ne kadar doğru
aslında ama çırpınıyoruz işte birşeyler için.ümitsizim
her zaman ki gbi ama bazı satırları okumak iyi geliyor insana..
Senin yazılarını okumakta bana çok iyi geliyor. Hem gitmekse konu,belki şu beş yıl avrupa'da gitmediğim yer kalmadı sayende :))
YanıtlaSil"...yüzü suyu hürmetine dönüyor" lafını ailenin yaşlı kadınlarından duyardım hep.. şimdi bu yazıyla bana hatırlattığın tam da bu duygu oldu her ne kadar Sadri babayla pek ilintili olmasa da.. 😊 binaenaleyh Sadri babanın bu tiplemesi içime kurşun gibi otururdu izlediğim zaman ve koşup o gri eskimiş pardesüsüne sarılmak, üzülme sen demek isterdim. 😯
YanıtlaSilGayet güncel bir tamlamadır oysa :/ki binaenaleyhi kullanan biri...
YanıtlaSilKendi açımdan demiyorum ben zaten ilahi 😊 çok fazla güncel olduğunu söyleyemeyiz hele ki gençlerin çok sık kullandığı bir cümle degil.. eh sen de hatırı sayılır bir genç olduğuna göre 😉
YanıtlaSil