25 Kasım 2020 Çarşamba

İ AM NOT NUMBER ! (1)

 


“orhan veli öldü.ben bu satırları yazarken orhan istanbul morgunun teşrih masası üstünde yatıyor.36 yaşında öldü orhan. türk şiirini kökünden sarsmış, yüzlerce şairi tesiri altında bırakmış genç yaşta pek az kimseye nasip olan bir şöhret kazanmıştı. orhan,başka bir millette doğsaydı milletlerarası bir şöhrete de ulaşırdı. son zamanlarda işittiğime göre ceketi olmadığı için gömlekle dolaşıyormuş. onun yüzde biri kadar sanatkar olmayanlar,hatta insan olmayanlar bugün genel müdürlüklerde, sefirliklerde sefa sürüyorlar.ve orhan ceketsiz öldü.karşımda yaprak koleksiyonu duruyor. orhan'ın kendi eliyle verdiği yaprak'lar. orhan'ın bunlarda ne kadar emeği vardır yakınları bilir.akşamları şükran lokantası'nda yahut acemin meyhanesi'nde otururdu.konuşur,alay eder, şarap paralarını hesap eder vakit geçirirdik. ankara tiyatrolarında orhan'ın tercüme ettiği piyesler oynanırdı. gazetelerde orhan'a dair düzinelerle yazı çıkardı. ve orhan üçüncü sınıf bir meyhanenin köşesinde beş parasız kafayı çeker,boyuna çekerdi.ahmak insanlar onu sıkıyordu, bunaltıyordu. halbuki ne kadar çok ahmak insan vardı."  ( Çetin Altan'ın şairin olümüne müteakip köşe yazısından alıntı )

Az önce otuz liralık bir şarap aldım artık yazının başına ayık kafa geçmeye korkuyorum. Babamdan yadigar isveç çakısını bir türlü bulamadım ve on iki liraya bir tirbüşon aldım, you tube'da bir jazz müzik kanalı açtım ve nihayet yazmaya hazırım.

Ölüyoruz bugünlerde, sabahları biteviye selah sesleri ile uyanıyorum,biri bitiyor diğeri başlıyor. Sokağımızda şimdiye dek yedi veya sekiz komşum şu lanet virüsten yaşamını yitirdi ve dün akşam bir komşum daha öldü. Otuz yıl önce sokağımıza damat olarak geldiği günü dün gibi anımsıyorum. Yakınlarda son çocuğunun düğünü olacaktı.

Ben bir istanbulluyum,köklerim balkanlara dayansa bile yüz yılı aşkın bu şehirdeyiz. Ve ben bizatihi tam kırk yıllık istanbulluyum. Kah mimari kah panoramik ve kah sosyolojik maalesef sürekli geriye giden tüm dönüşümlerinin tanığıyım. 

Sanırım dün tam tamına 161 kişi coronadan vefat etti ve ben bu satırları yazarken bir yerlerde sağlık bakanı basın toplantısına hazırlanıyor olmalı yeni rakamları vermek için.  Netflix denilen garabetten önce CNBC-E diye bir kanal ve orada distopik bir dizi vardı mottosu "i am not number" yani ben bir sayı değilim,hatırlayan yeşillendirsin yorumlarda. Neden sonra hepimiz bir sayı olduk. Vatandaşlık numarası gibi masum bir şekilde başlamıştı,sonra maden faciasında ölen bilmem kaç kişi, yılbaşı kutlamasında reina'da ölen filanca kişi, terör saldırısında şehit olan falanca ve son olarak günlük bir tablo, her gün total bir rakamla ölenler ilan ediliyor ve biz bu rakamları dinlerken genelde akşam yemeğinde oluyoruz ailecek.

 Anne tuzu uzatır mısın, 

bugün coronadan 120 kişi öldü. 

Bir tabak daha çorba koysana 

bugün 20 kadın daha kocası tarafından öldürüldü. 

Şemdinli'de patlama 10 asker şehit 

bezelye çok güzeldi ellerine sağlık. 

Ve kanıksıyoruz, her şeyi kanıksıyoruz, biz ölmedik ya ve zaten o rakamlardan biri olmayacağımıza göre aç bakalım star tv'de filanca diziyi, master şef de kim elendi acaba bugün.

Geçen, yeni yasaklarda bayağı bir alkol aldım tekel bayii ab,i hafta sonu sekize dek açığız demesine rağmen korkup bayağı aldım. Biralar,şaraplar votka ve viskiler. Zira korkuyoruz, öyle ya bir gece yarısı tweet atar muktedir ve o anda bir yasak başlayabilir, örneklerine yakın zamanda hepimiz şahit olduk. Allah'tan kabile devleti değiliz ya öyle olsa ne olurduk değil mi. 

off çok hızlı gidiyorum ve yazı başladığından beri bir 75'lik şarap sona erdi gibi. Yazacak çok şey var daha ama şükür biraz çakır oldum sanki, başım belaya girsin istemem. Geçen yukarıda bahsettiğim o stoğu bir gece de bitirdim ve aksine bırakın sarhoş, çakır falan olmayı uykum bile açılmıştı. Bu fırsatı değerlendirip uyayayım bari, öyle ihtiyacım var ki.

 Devamı gelecek bu yazının şimdi müsaadenizle, sevgiler...

7 yorum:

  1. Ya hu bi dur, pesimistlikle hayat geçmiyor, yapılacak şeyler her zman vardir!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben bunu pesimistlik değil de realistlik olarak görüyorum sevgili Narda.

      Sil
  2. Sayı değiliz ama koyun gibi sayılıyoruz her gün.. hastalık ağılı, kaza ağılı, koca dehşeti ağılı, şehit ağılı vs. böyle sürer gider.. içtikten sonra ayılması daha kötü be Balthus, o yüzden ayık duruyorum epey uzun zamandır. :/

    not: uzun zaman sonra güzel yazıydı. cnbc-e dizisi olarak bilemedim bahsettiğini..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ayılmakta zorlanmıyorum ki Sezer abla bu yazıyı yazdıktan sonra sızdım ve sadece bir saat sonra ayıldım.Zira memleketin hali beni zil sesleri ile uyandırıyor şairin dediği gibi ve sabaha dek kıvranıp durdum. Güzel bir yazı olduğunu sanmıyorum. Yazamadım ki

      Sil
  3. Merhabalar.
    Ceketi olmadığı için mintanla ölen bir şair vardı, kimdi bu? deseler; emin olun internette araştırma yapmadan bilmemin imkanı yok! İşte Orhan Veli'yi de bu kadar tanıyoruz. O öldükten sonra bile ona hak ettiği değerin verilmediğini görüyorum. İşte bu durumu, bizim sanata ve edebiyata verdiğimiz önemin bir ölçüsü olarak kabul ediyorum. Bu arada sevgili şairimiz Orhan Veli'yi rahmetle, saygıyla ve sevgiyle anıyorum.

    Kadınlarımıza yapılan şiddete gelince; biz erkekleri dokuz ay karnında taşıyan annelerimize duyduğumuz saygının tüm kadınlara yansımasını diliyorum. Başka türlü bu işin içinden çıkacağımızı sanmıyorum.

    Korona'ya gelince, daha dün 24 Kasım Öğretmenler Günü'nde İstanbul'da yer bulamadıkları için Pendik'te özel bir hastaneye yatırılan 66 yaşındaki öğretmenimizi kaybettik. Onun istatistiksel sayısı da muhtemelen 25 Kasım günü raporlarına yansıtılmıştır. Ateş düştüğü yeri yakıyor, sayın yazarım. Bu iş böyledir.
    Selam ve saygılarımla birlikte sağlıklı, huzurlu ve Koronasız günler dilerim.

    YanıtlaSil
  4. Sevgili Recep bey umarım bu kötü haberi de ilk benden duymazsınız. Orhan Veli bir meyhanenin önüne belediyenin açtığı foseptik çukuruna düştü ve ona bağlı beyin travması ile henüz 36sında aramızdan ayrıldı. Bir ülke tahayyül edin şairini foseptik cukurunda kaybeden...
    Başımız sağolsun öğretmenimiz için evet ateş düştüğü yeri yakıyor.
    Az önce son bir iki yazınızı okudum. Buraları çok boşladım ama umarım tembellik etmeyip arada uğrarım zira sayfanızı çok beğendim (gene) sevgilerimle.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhabalar.
      Evet, rahmetli Orhan Veli Kanık'ın vefatının sebebini de bilmiyordum. Zaten 36 yaşında bir insanın vefatının altında ya trafik kazası ya da ölümcül bir hastalık aranır. Orhan Veli'nin şiirlerinden gayrı hayatını hiç merak etmemiştim doğrusu. Yalnız Ömer Seyfettin'in bir hastalıktan dolayı 36 yaşında iken vefat ettiğini öğrenmiştim.

      Orhan Veli'nin ölüm sebebine gelince, gerçekten çok yazık olmuş. Emin olun, yaptığınız açıklamadan öğrendim, bu da benim gibi bir insanın ayıbı. Eee, burası Türkiye, sorumsuz kurumların açtığı çukurlarda kaybettiğimiz insanların sayısı az da değil.

      Ben de artık fazla yazmayacağım. Hem kendime ait, hem de kaybettiğim aile bireylerimin günlük şeklindeki blog sayfaları ile uğraşacağım.
      Selam ve muhabbetlerimle.

      Sil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...