11 Eylül 2023 Pazartesi

Radyo Voyage dinlerken...

 


43 küsur yıldır beri hayattayım. Seksenlerde çocuktum ve itiraf etmeli şimdiye kıyasla harikaydı. Doksan ortalarında bir delikanlıydım artık. Siyasi suikastların bol olduğu yıllardı ama düşünüyorum da özellikle yapılan müzikleri, tv programlarını falan, he aynı yıllar Beyoğlu maceramda başlamıştı; demem o ki ,ülkece hala keyifliydik yahu. 

Ben biraz huzursuzdum, sanırım bir ölümlü olduğum gerçeğini tam o zamanlar idrak etmiştim. İnsanların bu kabulleneşi, birbirinin kopyası hayatlar yaşaması beni deli ediyordu. Bu muydu yani ? Oku, askere git, dönünce sabah sekiz akşam altı bir işe gir, evlen, çocuk yap, büyüt, sen yaşlan ve öl. Öyle mi ? Bu ne ahmaklıktır yahu diyordum -hatta yakın zamana kadar - bu oyuna dahil olmama rağmen bunu söylemeye devam ettim. 

Şimdi nerde miyim ? Evet hayat tam da bu, insan olmayı çok matah bir şey sanıyormuşum meğer. Elbette Ay'a seyahat edeceğiz, sanat ve felsefe yapmaya devam edeceğiz elbette. Kimimiz bir rock star olacak ve mesai saatleri esnekte olsa bizler gibi yaşamak için bir emek harcayacak ve nihayetinde yukarıda bahsettiğim benzer süreçleri üç aşağı beş yukarı yaşayacak ve sonra finito. Tıpkı bir karınca, bir fil , bir çam ağacı gibi. 

İnsan olarak bizi rahatsız eden, hemen her şeye  vakıf bir kapasitemiz olması sanırım. Her şeyi yapabiliriz, her şey olabiliriz ama bir ömrün buna yetmesi imkansız. Bu amansız iştah kör ediyor bizi, oysa bizler sadece düşündüğünü düşünebilen hayvanlarız. Bir memeli türüyüz ve önceliklerimiz diğer türdeşlerimize bakınca( bir fare, bir köpek vb.) o kadar açıkça ortada ki. Doğayla saygılı, uyumlu, kardeşçe bir yaşam. Yaşam denilen bu hediyeye sarılıp, vazifelerimizi yerine getirip ,oldukça az karbon iz bırakarak sıramızı savmak. 

Ama yaşarken hakkını vermek yaşamın, diğer türdeş canlılar gibi.

Vahşi atlar gibi rüzgarda yelelerimizi savurup dört nala koşmalı, bir atmaca gibi gökyüzünde kanatlarımızı açıp savrulmalı. Sürümüze saldıran bir sırtlan sürüsü görürsek ,bir araya gelip yiğitçe yuvamızı, yavrularımızı korumalı. Sevip sevilmeli, üremeli, çok efkarlı bir gece olduğunda yüksekçe bir tepeye çıkıp dolunaya bakıp uzunca ulumalıyız. Hayat bu kadar yalın ve basit, zorlaştıran galiba bizleriz. 

Vallahi kendime yazıyorum, okuyup bir fayda çıkaran olursa amenna. Tabii faydası olacak şeyler yazdığım söylenemez. Sadece bana faydası oluyor yazmanın son bir haftadır ,en azından elde var bir :) sevgiler...

1 yorum:

  1. "İnsan olarak bizi rahatsız eden, hemen her şeye vakıf bir kapasitemiz olması sanırım. Her şeyi yapabiliriz, her şey olabiliriz ama bir ömrün buna yetmesi imkansız. Bu amansız iştah kör ediyor bizi"
    40 olgunluk yaşıymış insanın. Anca kavrayabiliyoruz bir şeyleri. Gerisini sen düşün böyle bir hayatın... cok da şey etmeyeyim modundayım artık:)

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...