Hani bu gece ölsem mesela ne kolay olurdu. Lakin isteyince ölemiyormuş insan,ne yazık... Ölümü istemek değil de ne koyuyor biliyor musun kardeşim, hiç mi şunu yapsam bunu da yapmalı diye hayali olmaz insanın? Kaldı ki benim gibi biri, ne gördüm ne yaşadım bu hayatta. aslında yazarken cevabı da buluyor insan, evet çin seddini görmedim, everestin tepesine de çıkmadım. Mesela hiç, bir tatil köyüne falan da gitmedim( öyle deniyor di mi tatil köyü?) Güzel kadınlar, vur patlasın çal oynasın geceler,şatafatlı giysiler,arabalar vs... Hatta ömrümün ilk yarısı yer yatağında diğer yani şimdiki yarısı ise bir koltukta yatarak geçti. Bir yatak görmedi şu zavallı bedenim,sanırım askerde evet asker de yattığım ranza en büyük lüksümdü. Ama insanların kötü yüzünü çok gördüm, sudan sebeplerle kodese tıkılanları, incir çekirdeğini doldurmayacak bahanelerle birbirlerini öldürenleri. Açlığı,sefaleti... ikiyüzlüleri, hainleri, kötüleri,insanı gördüm ulan özetle insanı,insanlık denilen melaneti. Şahit olmakta kafi,kurban olmaya da gerek yok. Ha bana ha başkasına... Yok mu hiç iyi anılarım,şahadetlerim? Var elbette olmaz mı,ama ne çıkar,neye yarar,neye yeter? Kendini asmak haram dediler biz de yüzümüzü astık sürükleniyoruz işte,çaresiz o güzel günü bekliyoruz. En azından kaçınılmaz şekilde bir gün gerçekleşecek,bunu bilmek biraz huzur veriyor doğrusu. Umut fakirin ekmeği derler,al sana kocaman bir umut levo sakla onu güzelce,tutun sımsıkı. Nasıl en kötü gününün bile sabahı oldu, bil ki bu yaşamın da muhakkak bir gün sonu olacak.
NOT: yukarıda yazılanlara itibar etmeyiniz,yazar acındırık yapıyor ve LİFE İS BEAUTİFULL filmini pek çok seviyor. instagram illetinden kurtulup buraya dönebilmek ve yazılarımla hepinizin modunu düşürmek umuduyla şimdilik hoşçakalın :)