Seksenler Türk sineması o dönem konusu
kadın olan filmlere ağırlık vermişti. Hiç kuşkusuz bunların içinde en önemlisi,
bir Atıf Yılmaz dehası olan “Adı Vasfiye” idi. Konu sıkıntısı çeken bir senaristin
yol kenarında ki Sevim Suna adlı pavyon şarkıcısının afişine odaklanmasıyla
başlar hikâye. Elbette bu kadının sahne
adıdır. Film boyunca Vasfiye’nin öyküsünü hayatına şöyle veya böyle dâhil olmuş
olan dört erkeğin ağzından dinleriz. Birinci kocası Emin, ikinci kocası Hamza,
mahallenin kart zamparası palavracı İğneci Rüstem ve kısa süre aşk yaşadıkları
Doktor. Bence buna dâhil olan beşinci biri var ki o da konu sıkıntısı çeken
yazarımız, yani rahmetli Erol Durak. Bu dört adamın ağzından dinlerken o da
kafasında bir Vasfiye tahayyülü yaratır ve o hiç tanımadığı kadının cazibesine
gark olur. Öyle ya Vasfiye bu, âşık olmamak mümkün mü?
![]() |
"vasfiye,adı vasfiye,anlatmamı ister misin?" |
Film biz erkekleri yerden yere
vurur ve bunda bugün olduğu gibi dünde bir o kadar haklıdır. Kadını metalaştırmak,
namus denilen kavramı kadının bedeniyle sınırlandırmak, beyinlere aşırı zerk
edilmiş toplumsal cinsiyet kavramları: kadının yeri kocasının dizinin yanı,
saçı uzun aklı kısa, eksik etek, elinin hamuruyla erkek işine karışma gibi daha
nice cinsiyetçi söylemler...
Film Vasfiye’nin ilk kocası Emin’in
abisi ve babasıyla çıktıkları av sahnesiyle başlıyor. Babası ve abisi arasında
geçen şu diyaloga ufak yaşta tanıklık eder : “erkeğiz elhamdülillah. Utanmak kancık
kısmının işi. De bakalım kızlarla aran nasıl? Koçum deyiversene kamışa su yürüyor
mu lan ?” derken kısa bir süre sonra da
abisini köyün yosması olan Vasfiye’nin anasına götürür. Küçükken yumuşak huylu
naif bir çocuk olan Emin’i ilerleyen yıllarda set mizaçlı elinde tespih bıçkın
bir delikanlı olarak görürüz. Zaman içerisinde bu ve benzeri cinsiyetçi
olayların toplumu nasıl işlediğine dair güzel bir sinematografik aktarımdır.
Film boyunca Vasfiye hiç kendini
anlatmaz. Bir adı dahi yoktur onun,(oysa çocukluğunda biriyle tanıştı mı “merhaba
adın ne, benim adım Vasfiye” diyerek sorulmadan adını söylerdi) artık Sevim
Suna olarak bilinmektedir zaten. Adeta dilsizdir, aşağıda Türk sinemasında
kadının dilsizliği hakkında düşündürücü bir video paylaşıcam. Atıf Yılmaz’ın
filmi fantastik bir kurgu ile anlatması ise harikuladedir. Ah Belinda filminde
de aynı yöntemi uygulamıştır ve hep derim; Mullholand Drive ile mukayese
edildiğinde Ah Belinda bence bir gömlek üstündür. Keşke fırsatım olsa da David
Lynch’e bu filmi gösterebilsem. Eminim hasedinden kudururdu.
Beni Vasfiye kadar hikâyesinin
peşinde koşan senaristimizin durumu da derinden etkiler. Avurtları çökük, biraz
sıskaca olan bu delikanlı hiç şüphesiz varoluş problemi çekmektedir. Vasfiye’yi
tanımak, öyküsünü bir de onun ağzından dinlemek için elinden geleni yapar. Adeta
aşkından çöle düşmüş Mecnun gibidir. İlginçtir onunda adını film boyunca hiç duymayız.
Bu cendereye sıkışmış vasfiye kadar nice erkeklerde vardır şüphesiz. Belki de
hepimiz…
Filmi izlemek için : Adı Vasfiye
Çok güzel anlatım.
YanıtlaSilTeşekkür ederim Narda
SilSen gerçekten sosyolog olmuşsun... Yazıların farklı bir lezzete bürünmüş.. Tüm engellere rağmen :)))
YanıtlaSilEvet yazarken kafamı orijinal bir kadın kazıdı durdu :) he bir de tek elle yazdım malum. Mutevazi olmayacağım ben hep sosyologdum belgesi yoktu sadece 😛 çok teşekkür ederim bu düşüncen onurlandırdı,şevk verdi bana.
Silyorum değil....
YanıtlaSilformasyon için başvurular bitmiş. bir sonraki dönem şubatta açılacakmış bana söylenene göre. şubatta mutlaka almaya bak, zira arkadaş ales şartı getirileceğine dair duyumlar almış. ilk dönem uzaktan, sonra yüzyüze alınıyormuş dersler. Levent, otur netin başına , istanbuldaki tüm üni. lerin sitesine bak derim. hepsi açıyor mu , ne zaman açıyor? seçim hakkın var, hepsine başvurabilirsin. ne kadar erken davranırsan istanbul içi o kadar kolay olur. bi de face te faormasyon grupları varmış.. https://www.facebook.com/groups/529969640525106/?fref=ts
(formasyon 20017) buraya katılırsan daha çok bilgi alabilirmişsin :)))
sana kolay gelsin :)
Thanks:))
SilThanks:))
SilHa haaa yorum deüil dedim ayol . Yayınlamana gerek yoktu ama neyse ki emir kipi dışında kötü bi 'şey yazmamışım ...
YanıtlaSilBen yayınlamıyorum,otomatik artık. Yazdığın anda sayfaya düşüyor. Aylardır böyle bilgin ola ;)
Sil