15 Kasım 2016 Salı

Adı Vasfiye


Seksenler Türk sineması o dönem konusu kadın olan filmlere ağırlık vermişti. Hiç kuşkusuz bunların içinde en önemlisi, bir Atıf Yılmaz dehası olan “Adı Vasfiye” idi. Konu sıkıntısı çeken bir senaristin yol kenarında ki Sevim Suna adlı pavyon şarkıcısının afişine odaklanmasıyla başlar hikâye.  Elbette bu kadının sahne adıdır. Film boyunca Vasfiye’nin öyküsünü hayatına şöyle veya böyle dâhil olmuş olan dört erkeğin ağzından dinleriz. Birinci kocası Emin, ikinci kocası Hamza, mahallenin kart zamparası palavracı İğneci Rüstem ve kısa süre aşk yaşadıkları Doktor. Bence buna dâhil olan beşinci biri var ki o da konu sıkıntısı çeken yazarımız, yani rahmetli Erol Durak. Bu dört adamın ağzından dinlerken o da kafasında bir Vasfiye tahayyülü yaratır ve o hiç tanımadığı kadının cazibesine gark olur. Öyle ya Vasfiye bu, âşık olmamak mümkün mü?   

"vasfiye,adı vasfiye,anlatmamı ister misin?"


 
Film biz erkekleri yerden yere vurur ve bunda bugün olduğu gibi dünde bir o kadar haklıdır. Kadını metalaştırmak, namus denilen kavramı kadının bedeniyle sınırlandırmak, beyinlere aşırı zerk edilmiş toplumsal cinsiyet kavramları: kadının yeri kocasının dizinin yanı, saçı uzun aklı kısa, eksik etek, elinin hamuruyla erkek işine karışma gibi daha nice cinsiyetçi söylemler...

Film Vasfiye’nin ilk kocası Emin’in abisi ve babasıyla çıktıkları av sahnesiyle başlıyor. Babası ve abisi arasında geçen şu diyaloga ufak yaşta tanıklık eder : “erkeğiz elhamdülillah. Utanmak kancık kısmının işi. De bakalım kızlarla aran nasıl? Koçum deyiversene kamışa su yürüyor mu lan ?”  derken kısa bir süre sonra da abisini köyün yosması olan Vasfiye’nin anasına götürür. Küçükken yumuşak huylu naif bir çocuk olan Emin’i ilerleyen yıllarda set mizaçlı elinde tespih bıçkın bir delikanlı olarak görürüz. Zaman içerisinde bu ve benzeri cinsiyetçi olayların toplumu nasıl işlediğine dair güzel bir sinematografik aktarımdır.

Film boyunca Vasfiye hiç kendini anlatmaz. Bir adı dahi yoktur onun,(oysa çocukluğunda biriyle tanıştı mı “merhaba adın ne, benim adım Vasfiye” diyerek sorulmadan adını söylerdi) artık Sevim Suna olarak bilinmektedir zaten. Adeta dilsizdir, aşağıda Türk sinemasında kadının dilsizliği hakkında düşündürücü bir video paylaşıcam. Atıf Yılmaz’ın filmi fantastik bir kurgu ile anlatması ise harikuladedir. Ah Belinda filminde de aynı yöntemi uygulamıştır ve hep derim; Mullholand Drive ile mukayese edildiğinde Ah Belinda bence bir gömlek üstündür. Keşke fırsatım olsa da David Lynch’e bu filmi gösterebilsem. Eminim hasedinden kudururdu.


Beni Vasfiye kadar hikâyesinin peşinde koşan senaristimizin durumu da derinden etkiler. Avurtları çökük, biraz sıskaca olan bu delikanlı hiç şüphesiz varoluş problemi çekmektedir. Vasfiye’yi tanımak, öyküsünü bir de onun ağzından dinlemek için elinden geleni yapar. Adeta aşkından çöle düşmüş Mecnun gibidir. İlginçtir onunda adını film boyunca hiç duymayız. Bu cendereye sıkışmış vasfiye kadar nice erkeklerde vardır şüphesiz. Belki de hepimiz…


Filmi izlemek için : Adı Vasfiye 

9 yorum:

  1. Sen gerçekten sosyolog olmuşsun... Yazıların farklı bir lezzete bürünmüş.. Tüm engellere rağmen :)))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet yazarken kafamı orijinal bir kadın kazıdı durdu :) he bir de tek elle yazdım malum. Mutevazi olmayacağım ben hep sosyologdum belgesi yoktu sadece 😛 çok teşekkür ederim bu düşüncen onurlandırdı,şevk verdi bana.

      Sil
  2. yorum değil....
    formasyon için başvurular bitmiş. bir sonraki dönem şubatta açılacakmış bana söylenene göre. şubatta mutlaka almaya bak, zira arkadaş ales şartı getirileceğine dair duyumlar almış. ilk dönem uzaktan, sonra yüzyüze alınıyormuş dersler. Levent, otur netin başına , istanbuldaki tüm üni. lerin sitesine bak derim. hepsi açıyor mu , ne zaman açıyor? seçim hakkın var, hepsine başvurabilirsin. ne kadar erken davranırsan istanbul içi o kadar kolay olur. bi de face te faormasyon grupları varmış.. https://www.facebook.com/groups/529969640525106/?fref=ts
    (formasyon 20017) buraya katılırsan daha çok bilgi alabilirmişsin :)))
    sana kolay gelsin :)

    YanıtlaSil
  3. Ha haaa yorum deüil dedim ayol . Yayınlamana gerek yoktu ama neyse ki emir kipi dışında kötü bi 'şey yazmamışım ...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben yayınlamıyorum,otomatik artık. Yazdığın anda sayfaya düşüyor. Aylardır böyle bilgin ola ;)

      Sil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...